1 LİRA NEREDE ?…
Bazen “sorulan soru” veya “alınan cevap” kadar, “sorunun şekli” de önemlidir…
Bazı “soru”lar vardır ki; içinde “tuzak” vardır ve insanı “yönlendirir” ve dolayısıyla “cevap” da “istenilen yönde” alınır.
Bunun en güzel misallerinden biri de, fıkra tadındaki şu olaydır:
3 arkadaş, “lokanta”da yemek yerler, garsondan “hesap” isterler.
Garson hesabı getirir; “25 lira.”
Her üçü de; “ben ödeyeyim” der ama, birbirlerini ikna edemezler…
En sonunda bir “çözüm” bulurlar: “Alman usûlü yapalım.”
Yani, herkes “kendi ücretini” verecektir…
Ceplerinden “10’ar lira” çıkarıp, garsona verirler.
Garson da; 25 lirayı alır, “para üstü” olarak “5 lira” verir.. O “5 lira”nın “3 lira”sını geri alıp, “2 lira”sını garsona “bahşiş” verirler.
“3 lira”yı da aralarında bölüşürler.
Lokantadan çıktıktan sonra, kendi aralarında bir “hesap” yaparlar… Toplanan para, verilen bahşiş, geri alınan para tek tek hesaplanır ama işin içinden çıkamazlar.
Niye mi?..
Her bir kişinin verdiği 10 TL’den geri aldıkları 1 TL düştükten sonra kişi başına garsona verilen para 10 TL – 1 TL= 9 TL olmaz mı, olur!..
Öyleyse 3 kişinin toplam verdiği para 9 TL x 3= 27 TL olur…
2 TL de bahşişi koyunca garsona ödenen toplam para; 27 TL + 2 TL= 29 TL olmaz mı, olur…
Oysa garsona toplam 30 TL vermişlerdi öyle değil mi?..
O halde;
1 TL nerede?..
Eğer soruyu, böyle “tuzaklı” sorarsan, 1 TL’nin nerede olduğunu arar durursun!
Zaten, soruyu soran; sizin “1 TL’ye” odaklanmanızı istemiş ve dolayısıyla “cevabı olmayan” bir soru sormuştur!..
Oysa, böyle bir soru soran kişiyi “ters köşe”ye yatırmak için; “sorunun çözümü”ne de “tersten” gitmek gerekir.
Meselâ, şöyle diyeceksin:
“Lokantaya verdiğiniz para, 25 lira… Garsona da 2 lira bahşiş verdiniz… Etti 27 lira… 3 lirayı da kendi aranızda bölüştünüz… Ne etti?.. 30 lira!”
Demek oluyor ki;
“Doğru cevap” verebilmek için, sorudaki “yönlendirme”ye dikkat edecek, “tuzağa” düşmeyeceksin!..
Aksi halde;
Merhum Nasreddin Hoca’nın durumuna düşer; “samanlıkta”, yani “karanlıkta” kaybettiğin iğneyi, “aydınlık” diye, avluda arar durursun!..
***
Eğer söylenecek sözünüz varsa ekleyin..
Eğer söylenecek sözünüz yoksa sözleri okuyun..
Okumaya da zamanım yok diyorsanız..
O zaman PAYLAŞ ın birileri mutlaka okur…
HALUK CANGÖKÇE