Merak ediyorum, bu BDP’liler nasıl insanlar?
Karşılarındaki insanları, aptal mı sanıyorlar?
“Biz isteriz, onlar vermeye mecburlar.Onlar bize mahkumlar” düşüncesindeler mi?
“Bir yandan ‘barış’ deriz.Diğer yandan askerin vurulmasına onay veririz.
Hem askere kurşun sıkanı kahraman yaparız, hem de barış edebiyatı yaparız. Bizi dinlemeye mecburlar” dayatmasının ne kadar süreceğini sanıyorlar?
Seçim öncesinde, Tunceli ve sınır bölgesinde operasyonlarda öldürülen teröristler için, Diyarbakır’da valiliğe yürümek istemişler ve engelle karşılaşınca, olay çıkartmışlardı..
Şimdi “kahraman” dedikleri teröristler, iki uzman çavuşu vurdular..
Eğer “Kan dökülmesin, bizim isteğimiz bu. Ne o taraftan, ne de bu taraftan” diyorlarsa..
Şimdi de hemen sokağa dökülüp, tepkilerini koymaları gerekmez miydi?
Uzman çavuşların vurulmasında, Valiliğin önüne gidip kınamada bulunmak abes olursa, Kandil’e yürüsünler. Kandil’deki teröristlerin başına gidip, “Bu iş böyle kan dökerek olmaz” desinler.
Veya İmralı’ya gitsinler. Orada aynı gösteriyi yapsınlar..
Hiçbir şey yapamıyorlarsa, bir basın açıklaması ile, olayı kınadıklarını söylesinler.
Hayır, beyefendilerde/hanımefendilerde tık yok.
Asker-polis vurulduğunda, tek kelime etmiyorlar.
Üç tane terörist vurulduğunda, hemen meydanlara çıkıp, “Operasyonlar durmalı, akan kan durmalı” diyorlar.
Teröristin akan kanı var da, askerin/polisin yok mu?
Daha önemlisi, asker ve polise kurşun sıkılırken, siz hangi akla hizmet ederek, bu ülkede “barış ve kardeşlik” istediğinizi söylüyorsunuz?
İstediğiniz şey ortada işte.
Asker ve polis kanı istiyorsunuz.
Teröristin vurulmasına dayanamıyorsunuz. Hemen efelenmeye soyunuyorsunuz.
Ama polis/asker vurulursa, ya suskunlukla geçiştiriyorsunuz, ya da “misilleme” gibi edepsizce kelimelerle olayı yorumluyorsunuz..
Terörist vurulduğunda dilinizden düşürmediğiniz “Barış-kardeşlik türküleri”, asker/polis vurulduğunda aklınıza bile gelmiyor.
Ne dersin Sırrı Süreyya Önder beyefendi.
Senin kitabında, böyle mi yazıyor bu işler?
Ağzını yaya yaya, “canım/gülüm” edebiyatı ile, demokratlık, kardeşlik hikayeleri okuyorsun..
Hani asker için de, bir “canım” açıklaması?
Polis için de “gülüm” açıklaması..
“Kürtlerin hakları kısıtlanıyor, özgürlükleri ellerinden alınıyor” edebiyatı ile ortalığı velveleye veren Altan Tan efendi.
Böyle mi alacaksınız, Kürtlerin haklarını siz?
Dünyanın neresinde, kendi ülkesinin insanını öldürerek, askerini öldürerek hak elde edilmiş?
Sizin kınamaktan korktuğunuz teröristler, polislerimizi vuracaklar… Devlet de sizden korkup, istediğiniz sabıkalı isimleri, milletvekili yapacak öyle mi?
Ali Karahasanoğlu