SEÇİMLER VE PARANOYALAR..
Bir zamanlar ‘irtica cinneti’ vardı bazı kesimlerde. Ne yapar eder, bir yolunu bularak insanları ‘irtica tehlikesi’ne ikna etmek için çırpınırlardı.
Korkuları pekiştirmek için ‘çarpıcı örnekler’ aranır; bazen de kurgulanırdı. Halk bunlara inanmadı.
Zaten yalancıların mumu yatsıya kadar bile yanmadan sönüverdi.
‘Sivil dikta’ gibi garabet bir kavram geliştirdi bazı çevreler. ‘Mahalle baskısı’ diye bir korku filmine imza attılar.
Hatta bunu ispatlamak için yollara koyulup ‘endişeler’ üzerine çok da bilimsel bulunmayan metotlarla kamplaşmayı körüklediler.
Bütün bu tartışmaların medya dünyası, siyaset arenası ve devlet bürokrasisi için heyecan uyaran yanları vardı. Lakin halk nezdinde gerçekliği yoktu.
Nitekim parıltılı laflar eşliğinde üretilen korku ticaretini bu ülkenin insanı büyük oranda reddetti.
Şimdilerde yeni bir cinnet senaryosu gündemde.
Dün irtica kelimesine yüklenen mana ve çerçevede yürütülen kara propaganda son dönemde cemaat üzerine odaklanmış durumda.
Varsa yoksa cemaat! Yalanın bini bir para. İftiranın haddi hesabı yok.
Belli ki birileri, birilerine ‘atış serbest’ demiş ve var güçleriyle kafalarında ürettikleri heyulaya karşı savaş emri vermiş.
Hızını alamamış dar bir zümre, cemaat adını verdikleri yapı hakkında kara propagandaya yurtdışında da devam ediyor; üstelik yalan yanlış bilgiler eşliğinde gammazlayarak, yalan söyleyerek, iftira ederek…
Karşımızda tastamam bir paranoya duruyor: ‘Cemaat paranoyası’. Tutar mı? Mümkün değil.
Kara propagandacıların bilmediği, belki de anlayamadığı bir şey var:
Bahsi geçen kişiler bu toplumun içinde yaşayan, daha doğrusu bu toplumun bir parçası halinde hayatlarını sürdüren kişilerden oluşmakta.
Yani? Siz ne derseniz deyin bu güzel millet ötekileştirmeye çalıştığınız, leke sürmek için çırpınıp durduğunuz insanları gayet iyi tanıyor.
Onların bu ülkeye karşı duydukları sevgiyi, kendi bağımsızlıklarına verdikleri önemi, bu ülkenin insanı gayet yakından biliyor
Bunları niçin mi hatırlatıyorum?
Anlaşılan o ki daha önceki seçimlerde ürettikleri korkulardan umduğunu bulamayan bir zümre sağdaki dostlarını, soldaki müttefiklerine karıştırarak koyu bir ‘cemaat düşmanlığı’ yapıyor, yapacak.
Hiçbir yalanın peşini bırakmadığımız gibi bu yalanların da ensesinde olacağız şüphesiz.
Çünkü bu güzelim ülkenin normalleşmesi için her türlü paranoyadan kurtulması şart!