NE ZAMAN AMATÖR RUHLA SPOR YAPAN SPORCULARA DESTEK OLACAĞIZ?…
Kimi performans, kimi de sağlığı için spor yapar. Ama Türkiye’de derin ayrışan iki olay var.
Biri medyanın tek ilgilendiği sporu futbol..Diğeri medyanın yüzde 5 gibi düşük ilgilendiği amatör spor branşları.
Gazetelerin spor diye ayırdıkları sayfaları futbol haberleri ile doludur. Futbolun her şeyi vardır bu sayfalarda…
Aleks’in donunun rengi!, Ferrari’nin hangi bayanla aşk yaşadığı! haberleri ve daha nice ipe sapa gelmez “önümüzdeki maçlara bakacağız”haberi!..
Ama bu sayfalarda, mercekle aradığınız amatör spor branşlarından ancak yüzde beşini bulursunuz.
Bir yüzücünün kırdığı rekorun haberine yer vermezler veya günler sonra yer doldurmak için haber yaparlar…
Ancak, Türkiye’de, sporun birçok branşıyla ilgilenen, izleyen, merak eden milyonlar var. Bunlara haksızlık yapan, adaletsiz davranan medya var.
Televizyonların spor programları ve haber bölümlerine bakıyorsunuz, haber ve sunuşlar futbolla başlayıp, futbolla bitiyor.
Her yedi bin kişiye bir doktor, her bin kişiye bir futbol yorumcusu düşer bu ülkede..
Onun içindir ki, Olimpiyatlarda bu yüzden yokuz. Dünya ve Avrupa şampiyonalarında bu kadar zayıf başarılar alıyoruz.
AMATÖR SPOR BRANŞLARI HEP ÜVEY EVLAT MUAMELESİ GÖRÜR BU ÜLKEDE…VARSA FUTBOL..YOKSA FUTBOL…
Profesyonel futbol pahalı bir lükse dönüşmesinin ötesinde Türkiye’deki siyasi kör şiddetten sonra en büyük tehlikeli sosyal anomali olan Holigan kültürünün fidanlığı gibi bir şey. Bu bataklık devlet tarafından adeta sulanıyor, gübreleniyor ve himaye altına alınıyor..
Futbol, kimileri için psikolojik bir kaçış alanı olarak görülebilir. Ama bu aldatıcı bir durum..
Bana söyler misiniz ne faydası var bu profesyonel futbolun?.. Niçin bu kadar para harcanıyor?
Gençlerin sağlıklı bir bedene sahip olması sağlanmıyor…Holiganlaşma eğilimi güçlendiriliyor.. İnsanların beden ve ruh sağlığı altüst ediliyor.
Futbol her şeyin, bütün değerlerin önüne geçmiş.
VARSA FUTBOL!…YOKSA FUTBOL!…
Partilerin mitiniklerde bile, o şehrin futbol takımının atkısını parti liderinin ve boynuna takılması ilk iş ve değişmez kural!…
O atkı bir gençliğin boynuna takılan ilmekli bir ip gibi bana göre. İktidarı, muhalefeti, yerel yönetimi ile hepsi çok rahat bir şekilde bu yanlışa ortak olabiliyorlar.
Bursa’da yaşananları hatırlayın..O sıradan, tekil, birtakım kontrol dışı psikopat tiplerin sebep olduğu bir olay değil. Bu olaylar, bu kültürün tabii sonucudur..
Bu olay bir uyuşturucu gibi gençlerin ruh dünyasını sarıyor. Sarsıyor..
Bu alana korkunç para aktarılıyor. Korkunç yatırım yapılıyor. Tesisler kuruluyor. Müthiş bir basın desteği var.. Futbol bir ticari faaliyet, bir sektör, lobisi var. “Derin Devlet” de işin içinde..
O elinde döner bıçağı ile sokağa çıkan genci üreten bu sistemdir. Sistem önce onu üretiyor, sonra da avlıyor.. Bu iş av için yetiştirilen ceylanı ormana bırakıp silahlı adamların avcı köpeklerle avının peşine düşmesi gibi bir şey..
Profesyonel sporda centilmenlik sözde.. Profesyoneller arasında şike de var, tekil centilmence tavırlar da, ama büyük izleyici kitlesi, televizyon başındaki insanlar kin, öfke, kıskançlık, ihtiras içinde kıvranıyorlar.
Maç sonrası yaşanan trafik rezaleti, maganda kurşunları, bu işin toplum hayatındaki yansımalarını göstermeye yeter de artar bile..
İnsanlar niye “taraftar” olurlar. “Bir takımın fanatiği olmak” ne demek.. Fanatiklik, körü körüne inanmak demek değil mi? Bu da ilkellik değil mi?
Başarıyı ödüllendirmek ve ona özenmek varken, “Ben güzele güzel demem güzel benim olmayınca” der gibi, ona düşman olmak, ona saldırmak neyin nesi. Hani sözü dinleyecek, işe bakacak doğrusuna destek olacaktık..
Kederler paylaşıldıkça azalır ve mutluluklar paylaşıldıkça çoğalırdı hani..
Başkalarının zaafında kendine güç, başkalarının acılarında kendilerine mutluluk arayan bu kalabalıklar kimlerden oluşuyor?
Bu işin içinde Hedonizm de var Sadisizm de.. Egoizm de var. Türkiye’nin en büyük ve en tehlikeli tarikatı da bu bana kalırsa.. Her kesimde hızla yayılıyor. Giderek bir milli felaket halini alıyor.. İşin içinde kumar da var. Kader, tevekkül, merhamet duygularını yok eden bir anlayış söz konusu..
İnsanlar bu süreçte birer terminatör haline geliyor. Gençlik sadist bir toplum için uygun bir iklim oluşturuluyor..
Bu işe seyirci kalıp seslerini kısanlar, alkış dağıtanlar, destek verenler, propagandasını yapanlar, herkes bu sonuçtan sorumludur.
Spor yapmak başka bir şey, eğlenmek başka bir şey, gösteri yapmak başka bir şey, eğlenmek başka bir şey, kumar oynamak başka bir şey..
Burada her şey birbirine karışmış gibi gözüküyor..
Büyük kuruluşlar ve zenginler sadece Futbola büyük paralar yatırıyor ve sponsor oluyorlar..
Bizim ülkemizde her konuda olduğu gibi sponsorluk konusunda da çarpıklık mevcut.
Özellikle yeni türeyen bir zengin çocuğu güruhu var şu sıralar. Bu zengin patron çocukları, sermaye güçlerini taraftarı olduğu kulübe destek olarak kullanmaktan çekinmiyor.
Büyük kurumlar, ülkemizde her kesimden kazandıkları paraları spor mücadelesine dengeyi bozacak şekilde, hiç bir ticari mantığa sığmayan ölçüde tek yanlı bir destek olarak belirli bir kulübe akıtıyor.
Bu gurupların ülkemizde her kesimden kazandığı kaynağı, senin, benim, çocuklarımız sayesinde kazandığı serveti tuttukları takıma hiç bir ticari ölçüye sığmayan şekilde, haksız ve tek taraflı şekilde akıtması hangi ticari ölçüte sığıyor acaba?
Peki neden? Bu sermeye grupları ve zengin çocuklarının bu tavırlarının altında belli nedenler var.
Kimisi parasının gücü ile başkan olup yeni rantlar peşinde, kimisi siyasi güç, kimisi reklam uğrunda bir gün gelip karşılığını alacağını hesap ederek bu harcamaları rahatlıkla yapıyor.
Peki bizlerin parası ile malum takıma kaynak aktaran, elindeki medya ve siyasi gücü kirli oyunlar için kullanan, sporu spor ruhundan uzaklaştıran, yeraltı kavgalarına sürükleyen bu sermaye gruplarına ne zaman dur diyeceğiz?
NE ZAMAN AMATÖR RUHLA SPOR YAPAN SPORCULARA DESTEK OLACAĞIZ?…
Futbola ayıracağımız parayı, zamanı, ilgiyi başka alanlarda gösteremez miyiz?
Manken kızlar ya da kimi şarkıcılar, futbolcular bilim adamlarından daha fazla itibar görüyor bu memlekette..
Popüler kültür, bilimi, sanatı, felsefeyi kovuyor.. Tıpkı kötü paranın iyi parayı kovduğu gibi. Anlayacağınız taşları bağlamışlar ve birilerini serbest bırakmışlar.
Öyle bir hale geldi ki, ne sağcıyız, ne solcu, futbolcuyuz futbolcu!…
VARSA DA fUTBOL…YOKSA DA FUTBOL!…
Çeşitli Makale ve Yazılarım için:
http://www.turklider.org/TR/DesktopDefault.aspx?tabid=1583 da ” Haluk Cangökçe Gözüyle”