“DÜN GİBİ”…
Türkiye’nin en uzun yaşayan insanı ve yabancı kaynaklara göre ise dünyanın en uzun yaşayan birkaç kişisinden birisi olan Zaro ağa, 160 yıllık ömrünün son günlerinde, hasta yatağın da yatarken, sevenleri ziyaretine gelmiş…
Ve ağaya, 160 yıllık ömrünün nasıl geçtiğini sormuşlar..
Ağa buğulu gözlerle boşluğa bakmış ve dudaklarından şu kelimeler dökülmüş..
“Dün gibi”….
Toprağa verilirken, torununun torunlarından biri şöyle bağırıyordu:
“Hoy hooy öldü babam! Dünyasına doyamadan gitti!”
Eyüp Sultan Camii arkasından, Kaşgari dergâhına çıkarken Meşhur Piyer Loti Kahvesi’nin sola doğru kıvrılan dik yokuşundaki kabristanda, başlığı Osmanlı dönemine ait Hamidi fesli bir mezar taşı bulunur.
Eyüp Kabristanı’nın girişinde bulunan mezartaşında da şu ibretlik veciz söz yazılıdır..
“Az yaşa, çok yaşa, akıbet er geç gelir başa” yazar….
***
ÖMRÜMÜZ…
Tüketmek için bunca acele ettiğiniz ömrümüz takvim yapraklarına onca hızla çevirdiğiniz akreplere yelkovanlara, içine gönüllü daldığınız o insafsız rutin çarkına şöyle bir uzaktan baktığınızda ne hissediyorsunuz?
“Ne kadarı benim hayatım” diye soruyor musunuz?
Ne Kadarını başkaları yaşamış benim yerime….
Ya da ben başkalarının?..
“Aynadakinin ne kadarı ben’im, ne kadarı oynadıklarım?
Sevgiyi koydum kum saatinin dolu dizgin akıp giden kumlarının her bir zerresine….
Çünkü bir tek sevgi var elimizde; yaradan sevgisi bunca yıldan damıtılıp gelen..
Yine bir tek o kalacak, yaşanacak yıllarından geriye…
Bir tek sevgi olacak bunca telaştan artakalan ötesi yalan…
***
SONSUZLUK BAHÇESİNDE CAN VE TEN KAZANIRSIN !…
“Bir taş attın, önce hızla yükseldi, sonra yavaşlayarak.
Derken doruk noktasına vardı.
Bir an zirvede durur gibi oldu, sonra düşmeye başladı.
Düştükçe hızlandı, nihayet yere ya da yerine döndü…
İşte, senin ömrün de tıpkı böyle başlar, geçer ve biter.
Topraktan kalkar, toprağa düşersin.
Olgun bir yaşa kadar yükselir, sonra inişe geçersin.
Çocuklaşır, bebekleşir, sonunda toprak olursun…
Fakat sen bir taş değilsin, taş yeşermez, sen yeşerirsin.
Bir başka iklimde, dingin bir dünyanın sonsuzluk bahçesinde can ve ten kazanırsın.
***
Hayat susarak güzel olsaydı, ağzımı bağlar ölünceye kadar susardım.
Hayatta konuşarak mutlu olsaydık mutluluktan bıkana kadar konuşurdum ama hayat öyle bişey ki;
Sustuğunda konuşmadın diye pişman eder, konuştuğunda ise susmadın diye kahreder…(Haluk Cangökçe)
Eğer söylenecek sözünüz varsa ekleyin..
Eğer söylenecek sözünüz yoksa sözleri okuyun..
Okumaya da zamanım yok diyorsanız..
O zaman PAYLAŞ ın birileri mutlaka okur…
***
Çeşitli Makale ve Yazılarım için:
http://www.turklider.org/TR/DesktopDefault.aspx?tabid=1583 da ” Haluk Cangökçe Gözüyle”