BİLGİSAYAR VE İMAN…
“Bu bilgisayarların varlığı benim nazarımda Allah’ın varlığının en açık delillerinden biridir.”
“Bilgisayar kullananlar gayet iyi bilirler, böyle bir makine, ancak bir mühendis ve üstün bir teknoloji ile var olabilir.
Ateistin en önde gidenine sorsan, bu zımbırtının tesadüf eseri oluşmayacağını, mutlaka birisi tarafindan yapılmış olduğunu söyler .
Meselâ Darwin kalkıp dirilse, şu laptopu göstersen, desen ki:
“Bu Alet, şu hesap makinesinin tesadüfler zinciriyle evrimleşmiş hâlidir.”Darwin bile ‘çüş lan deve’ der.”
“Bilgisayarın kendiliğinden yapıldığını kabul etmeyen adam, onu yapan insanın yaratılmış olduğuna gelince kıvırıveriyor …
Bilgisayarları yapan mühendisler başka, bilgisayarlar başkadır.”
Birbirlerine benzemezler.
Programı yazan insan başkadır, ortaya konulan program ise bambaşka.
Bilgisayarda yüklenmiş bilgiler vardır, fakat benim bilmem yine başkadır.
Kamerası vardır, ses düzeni vardiır, ama benim gözlerim ve duyup konuşmam farklıdır.
Öncelikle, Rabbim bana bir gönül vermiş. Kendisini bilmeyi nasip edip muhabbetini gönlüme yerleştirmiş.
Ben de gönlümde sadece O’na ve sevdiklerine yer vermeliyim,
O’nun istemeyeceği şeyleri gönlümden uzak tutmalıyım.
İkinci olarak bana verdiği dili razı olmayacağı sözlerden korumalıyım.
Her zaman O’nu soylemeli, O’nu anlatmalıyım.
Son olarak bana verdiği bu bedeni onun razı olacağı şekilde kullanmalı, bir gün toprak olacak vücudumu O’nun yolunda eskitmeliyim.
“Efendim yapmalıyım, etmeliyim diyorum ama, bal demekle ağız tatlanmıyor ki!”
Gidilecek yolu bilmek ayrı, usuluyle yolda yürüyebilmek apayrı bir şey
Yine bilgisayar tabirleriyle söylemek gerekirse,
Şeytan denilen melun HACKER, benim sistemimde ki NEFS virusunu aktif hale getiriyor.
Bu virüsü etkisiz hale getirip üstesinden gelebilmek için etkili bir antivirus programına ihtiyaç var..
Bunun için de en etkili programlardan birisi “NAMAZ” anti-virus programıdır.
Hayat sistemine kurup, günde beş kere de bağlanırız..
Böylece sürekli güncellenir….
Yazıyı Necip Fazıl Kısakürek ustadın bir şiiri ile sonlandıralım…
ÖMÜR DEDİĞİN NEDİR Kİ ?…
Bir düşün
Son nefesinde
Seni hediyelik bir paket gibi
Sarıp sarmalayıp
Sonsuzluğa uğurlarken
El sallayamasın gidişine bile,
Üç beş seveninde varsa eğer
Taşırlar seni omuzlarında
Yoksa son durak kimsesizler mezarlığı…
Ömür dedigin nedir ki
Yüregin tuttugu kadar
Düşlere yattıgın kadar
Hayale kaldıgın kadar
Yaşamaya geç kaldıgın kadar
Ömür dedigin nedir ki
Göz açıp kapanıncaya kadar …
Ömür dediğin biraz kül biraz dumandır gönül ocağında…
Aşk tutuşturur, yılları ısıtır,
Yürek pişer aşkın narında,
Tecrübe düşer tabağına,söndürür hezeyanları, heyecanları…
Geriye kalan ağarmış saçlardır tel tel…yani bir avuç kül…
Ecel üfler, savurur ebediyete…
Ocak da kor da kül de yalan olur musalla üzerinde…
Ömür dedigin ne ki ,
Ömerlere (hayatı yaşayanlara ) sor
Ömürlü olanlardan haber ver
Ömür mü seni senmi ömrünü verdin
Bilen varsa haber ver
Ömür dediğin nedir ki
Bile bile acıyı çekersin kendine
Mutluluk bir adım ötede iken
Doymazsın daha fazlasını ararsın
Cam kenarında vızıldamak
Bakracını yüreğine sarkıtmak zor gelir de
Oturdugun yerden şekva edersin
Ömür, bir ömre sıgdıramadıklarına vah etmek çoğu zaman
Ya da bir ayagın geçmişte hayıflanmak
Şimdi ömür dediğin nedir ki
Elindekilerle yetinmek
Ve sevdiklerinin eline sımsıkı sarılmak vaktidir zannımca..
Ömür bitince hayıflanacak çok vakit olacak zira..
Çeşitli Makale ve Yazılarım için:
http://www.turklider.org/TR/DesktopDefault.aspx?tabid=1583 da ” Haluk Cangökçe Gözüyle”