BİR ANKARA KLASİĞİ; “KEMAL K”…

Cuma, Mayıs, 2011
548
Ana Sayfa ·Güncel Forum ·BİR ANKARA KLASİĞİ; “KEMAL K”…

BİLGİSAYARLI ÇOBANIN OYU BU DURUMDA NE OLACAK ?…
Vatandaş çoban, Kemal Kılıçdaroğlu’nu çok fena işletti, adamcağızı madara etti.
Belki de çobanları adam yerine koymayan Kemalistler’den bir tür intikam almak istemiştir…
Arap’ın intikamı gibi, çobanın intikamı.
Fakat bu dağdaki çoban değil, bilgisayardaki çoban.
“Evindeki bilgisayardan” göndermiş o sahte elektronik mektubu, uyumayın.
Evinde bilgisayarı var.
İktidar yandaşı olsak, şimdi “çobanlar bilgisayar kullanıyorlar, memleket ne kadar ilerlemiş” derdik.
Fakat ortaya çıkan bazı pratik sorunlar kafamızı kurcalıyor.
Dağdaki çobanın oyu, bardaki mankenin oyuyla bir değildir, onu öğrendik de…
Bilgisayardaki çobanın oyu bu durumda ne olacaktır, kaç sayılmalıdır?
Örneğin dağdakine bir oy, mankene iki oy, “siber dolandırıcıya” da bir buçuk mu yazacağız?

ÇIRPINDIKÇA BATIYOR…
Bakalım şimdi çıkıp özür dileyecek mi?
Hani bazen özür dilerken de özrü kabahatinden büyük yanlışlıklar yapmıyor da değil..
Kürşad Tüzmen ile ilgili yolsuzluk iddiasından çark ederken olayı nasıl çarpıttığı ekranlara yansıdı..
Ama onun adı Kemal. Yüzü hiç kızarmadı. Özür de dilemedi. Şecaat arz ederken kabahatlerini saymaya devam ediyor.
Kılıçdaroğlu’na yolsuzluk konusunda hiç Yuvacık Barajı skandalını soran yok mu, merak ediyorum..
Hani şu Sefa Sirmen’in İzmit belediye başkanlığı döneminde yaşanan yolsuzluk olayları..
İzmir belediyesindeki olaylara da hiç değinmiyor zatıalileri..
Mızrak çuvala sığmıyor. Birileri çırpındıkça daha çok batıyor..

TEFLON TAVA GİBİ !…
Kılıçtaroğlu Teflon tava gibi!
“Teflon tava”ların özelliğini bilirsiniz…
Teflon tava veya tencere içinde ısıtılan yemek yanmaz, yapışmaz…
Çünkü, “freon gazı”nın katı bir hali olan teflon; “katı” olduğu kadar “kaygan”dır!..
İşte, Bay Kılıçdaroğlu da, “teflon tava”lara benziyor…
Hani, çok kızıp, suratına tükürseniz; neredeyse “Ohh, yağmur yağıyor” diyecek!..
Adam, hiçbir sözü üzerine almıyor, her söz kayıp gidiyor!..
Nasıl bir “maden”den yapılmış, nasıl bir “madde”dir ki, üzerine hiçbir şey yapışmıyor, her şey akıp gidiyor!..
“Pişkin” desen, değil!.. “Cıvık” desen, değil!.. “Çok sırnaşık” bir adam ama aynı zamanda “çok kıvrak” ve de “kaygan!”
Lâfı söylüyor, “çamur”u atıyor, anında “minder dışı”na kaçıyor…
Meselâ, Kürşad Tüzmen’e demediğini komadı ama Tüzmen karşısına geçince, hemen pıstı ve başladı kıvırmaya; “Benim lâfım sana değil!”
Sonra, Ordu ve Giresun’a gidip, yine başladı atıp-tutmaya; “Bana gelip, yolsuzluk yapmadıklarını söylemem için yalvarıyorlar!”
Sonunda, Tüzmen; “Hodri meydan” dedi; “Adamsan, delikanlıysan çık karşıma!..
İstediğin televizyonda hesaplaşalım!”
Kılıçdaroğlu, oralı bile değil!.. Lâf kendisine söylenmiş ama onun umurunda değil!..
Dedim ya; “teflon tava” gibi!.. Üzerine hiçbir şey yapışmıyor!..

Devlet adamı dediğin ciddi olur. Önüne gelene iftira atmaz, küfür savurmaz. Sözü, ağzından çıkmadan önce vicdan kantannda tartar. İyice ölçer, öyle konuşur.

İMAJ…
Oluşturduğu imaj şu:
Bugün söylediğini yarın inkâr eder…
Desteksiz atar…
Söz verir, sözünde durmaz…
Hiç de gerekmediği halde “yalan” söyler…

TESÇİLLİ MÜFTERİ… 
Yığınla hilafı yüzü kızarmadan milletin gözünün içine baka baka söylemesi, çirkin iftiraları insanlıkla nasıl bağdaşır bilmem ki?
İşin en acıtan yanı da bu yönüyle tescillenen Kılıçdaroğlu’nun hala itibar görüyor olmasıdır.
Toplumun değer yargıları mı değişti acaba?
Ne zamandan beri yalan söyleyen, iftira atan biri makbul sayılıyor?
Teyo pehlivan sevimliydi ve yalan da yakışıyordu. Ama Kılıçdaroğlu’na değil.

Çeşitli Makale ve Yazılarım için:
http://www.turklider.org/TR/DesktopDefault.aspx?tabid=1583 da ” Haluk Cangökçe Gözüyle”

Araç çubuğuna atla