BUNCA KİTAP İÇİNDE KORKUNÇ CEHALET..
TÜRKİYE’DE son elli yılda 200’e yakın Kur’an tercümesi, meali, tefsiri yayınlanmış…
Dinî kitaplar sektörü bir endüstri haline geldi.
İrili ufaklı beş yüz kadar (belki de daha fazla) İslamî-dinî yayınevi var.
Her yıl on milyonlarca dinî kitap, kitapçık, risale yayınlanıyor.
Çeşit çeşit ilmihaller peynir etmek gibi satılıyor.
Mushaf ticareti ayrı bir branş.
Yayınlanan kitapların bir kısmı (yüzde kaçı?) bozuk ama yüzde 99’unda İslam’ın emirleri ve yasakları yazılı.
Milyonlarca kitap satın alınıyor.
Satın alanların bir kısmı bunları okumuyor.
Okuyanların bir kısmı okuduğunun manasını iyice anlamıyor.
Manasını anlayanların bir kısmı öğrendikleri bilgileri hayatlarına uygulamıyor.
Bunca kitaba rağmen…
Sabah namazlarında İstanbul camilerine gidiniz ve fecaati bizzat görünüz.
Camiler (Eyüp Sultan camii gibi birkaç nâdir istisnâ dışında) hemen hemen boş.
Tefsir kitaplarını, hadîs külliyatlarını, ilmihalleri, fıkıh kitaplarını satın almış Müslümanlar sabahleyin camiye gelmiyor.
İhyau Ulumiddin’in çeşitli tercümeleri şimdiye kadar (korsan baskıları dahil) birkaç milyon adet tiraj yapmıştır.
Evet camilerde tefsir, hadis, fıkıh, İhyâ okuyan Müslümanları göremiyorsunuz.
Demek ki, bu kitaplar hakkıyla gerçekten okunmuyor.
Gözle okunsa bile içlerindeki bilgiler, emirler, yasaklar, öğütler kalplere inmiyor.
Tefsir, hadîs, fıkıh, ahlak okuyan bir kimsenin sabah namazında camiye gelmemesi mümkün müdür?
Bırakın camiye gelmek, halkımızın yüzde doksanı artık beş vakit namaz kılmıyor.
Cuma namazlarında halk bilgilendirilmiyor, aydınlatılmıyor, uyarılmıyor.
Hutbeleri görüyorsunuz, Din İman Şeriat elden gitmiş, minberlerden Kur’an kursunun damının tamiratı için para isteniyor.
On milyonlarca Müslüman medya dedikoduları ile kendinden geçmiş.
En faydalı bir yazıyı okuyan pek yok. İki kodaman yazar şiddetli bir polemik yaparlarsa milyonlar okur.
Yetmiş iki milyonluk Türkiye’de sahih itikad, beş vakit namaz, cemaat konusunda yoğun, genel ve etkili propaganda yapılmıyor.
Her yıl Müslümanlardan milyarlarca dolar yardım ve hizmet parası toplayanların öncelikle itikadın sıhhati ve beş vakit namazın dosdoğru kılınması konusunda halkı uyarmaları, bilgilendirmeleri, aydınlatmaları gerekmez mi?
Müslümanların başında ehil bir İmam-ı Kebir bulunmazsa işte böyle olur.
Ticarî gayelerle milyonlarca Mushaf, Kur’an meal ve tefsiri, hadîs külliyatı, dinî kitap basılır ve fazla faydası olmaz.
Din kitapları ihlasla hazırlanmaz ve yayınlanmazsa tesirleri ya hiç olmaz, yahut pek az olur.
Türkiye Müslümanların beş vakit namaz konusundaki notu, 10 üzerinden 1’dir.
Erkeklerin farz namazları cemaatle kılması dersindeki notu 1 bile değildir, 10 Üzerinden 0,1’dir.
Halkının büyük çoğunluğu Müslüman olan bu ülkede ahlak çok bozulmuştur.
Tesettürün bile bu ülkede cılkı çıkartılmıştır.
17 Ağustos büyük zelzelesinde bir kısım yağmacılar felaket bölgesine akın etmiştir.
İstanbul Ayamamaderesi sel baskınında suların sürüklediği mallar, koliler yağma edilmiştir.
Müslüman bir toplumun müstaqim/doğru olması gerekmez mi?
Dinî bir kurumumuzda bile yolsuzluk yapılmış, müfettişlerin raporlarını gördüm.
Cayır cayır Kur’an tercümesi, meali, hadîs kitabı, ilmihal satılıyor ama Müslümanlar paramparça olmuşlar.
Bu tefsirler, bu hadîs külliyatları, bu ilmihal ve ahlak kitapları Müslümanların bir tek Ümmet olması gerektiğini yazıyorlar ama zikr ettiğim kitapları satın alanlar onları ya okumamışlar, yahut okumuş olsalar bile anlamamışlar.
Yahu on milyonlarca din kitabındaki bunca bilgi ağaçlara, taşlara, odunlara söylenmiş olsalardı onlar bile secde ederdi.
Yolcu sarhoş hancı sarhoş…
Kur’an tercümesi, meali, tefsiri, hadîs kitabı, tek kelimeyle din kitabı nasıl yazılır?
İlimle ve ihlasla yazılır.
Mushaflar, tefsirler, mealler ve tercümeler, hadîs külliyatları, fıkıh ve ilmihal kitapları, ahlak ve tasavvuf kitapları para kazanmak, zengin olmak için yazılırsa ve yayınlanırsa işte manzara ortada, etkili olmuyorlar.
(Yazımdan sahih itikatlı ve namazı dosdoğru kılan salih ve muhlis Müslümanlar gocunmasınlar. Onların ellerinden öperim. Memlekette her şey yolundadır diyen varsa, kendileriyle görüşelim, bir program yapalım. Bir ay boyunca İstanbul camilerine sabah namazına gidelim…)
Alıntı: Mehmet Şevket Eygi
Çeşitli Makale ve Yazılarım için:
http://www.turklider.org/TR/DesktopDefault.aspx?tabid=1583 da ” Haluk Cangökçe Gözüyle”