EFLATUN’A SORMUŞLAR…
“Dünya nasıl düzelir?”
Cevap: “Filozoflar (başkanlar, cumhurbaşkanları, başbakanlar) kral ya da krallar filozof olunca…”
Tekrar sormuşlar:
“İnsanların sizi en çok şaşırtan davranışları nelerdir?”
Eflatun tek tek sıralamış:
1. “Çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler. Ama büyüyünce çocukluklarını özler, geri dönmek isterler…
2. “Para kazanmak için durup dinlenmeden çalışır, bu uğurda sağlıklarını yitirirler. Sonra, yitirdikleri sağlıklarına tekrar kavuşmak için, eskiden sağlıklarını kaybetme pahasına kazandıkları tüm paralarını doktora, ilâca, kaplıcalara, yatırırlar…
3. “Yarınlarından öyle derin endişeler duyarlar ki, bugünü yaşamayı unuturlar. Dolayısıyla hem bugünü, hem de yarını kaçırırlar…
4. “Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşarlar, ancak hiç yaşamamış gibi ölürler…”
Yine sormuşlar:
“Mutlu olmak için bize ne önerirsiniz?”
Bilge cevap vermiş:
“Çok şeye sahip olduğunuzda değil, az şeye ihtiyaç duyduğunuzda mutlu olacaksınız.”
Gerçekten de çok şeyimiz var, ama mutsuzuz…
“Devr-i Saâdet” dediğimiz Peygamber-i Âlişan döneminde yaşayanların ise çok az şeyleri vardı, ama çok mutluydular. Boşuna “Mutluluk Devri” denmemiş…
Varlık bazen mutsuzluk kaynağı olabiliyor.
*
Ne demişti Eflatun?..
“Çok şeye sahip olduğunuzda değil, az şeye ihtiyaç duyduğunuzda mutlu olacaksınız.”
EFLATUN’DAN…
Filozof Eflatun kendinden söz ederken bir alçak gönüllülük ve gerçekçilik örneği vermiş:
Bu dünyaya acı çekerek geldim.
Şaşmaktan, hayran olmaktan bir an geri kalmadım.
İstemeyerek gidiyorum, hiç birşey bilmeden ve hıç birşey öğrenmeden…
Elinden geldiğince her şeyi hoş gör,
Olanlara boş ver, haline şükret.
Geleceğe bakma, geçmişi düşünme,
Bu günü iyi geçir,
Zamanını berbat etme…
Şerefle bitirilmesi gereken en asil görevdir hayat,
Bir lokma ekmek için şerefini çiğnetmeye,
Bir anlık eğlence için servetini tüketmeye,
Bir yalancı mevki için, insanları ezip geçmeye,
Günlük menfaatler için, onurunu terk etmeye,
Bazı insanlara kızıp, tüm insanlara düşman olmaya, değmez bilesin….
Haluk Cangökçe
ANKARA 2024