ÖMRÜMÜZ!…

594

ÖMRÜMÜZ…

 Tüketmek için bunca acele ettiğiniz ömrümüz takvim yapraklarına onca hızla çevirdiğiniz akreplere yelkovanlara, içine gönüllü daldığınız o insafsız rutin çarkına şöyle bir uzaktan baktığınızda ne hissediyorsunuz?

 “Ne kadarı benim hayatım” diye soruyor musunuz? Ne Kadarını başkaları yaşamış benim yerime….

Ya da ben başkalarının?..

 “Aynadakinin ne kadarı ben’im, ne kadarı oynadıklarım?

Sevgiyi koydum kum saatinin dolu dizgin akıp giden kumlarının her bir zerresine….

Çünkü bir tek sevgi var elimizde; yaradan sevgisi bunca yıldan damıtılıp gelen..

Yine bir tek o kalacak, yaşanacak yıllarından geriye…  

Bir tek sevgi olacak bunca telaştan artakalan ötesi yalan…

“Bir taş attın, önce hızla yükseldi, sonra yavaşlayarak.

Derken doruk noktasına vardı. Bir an zirvede durur gibi oldu, sonra düşmeye başladı.

Düştükçe hızlandı, nihayet yere ya da yerine döndü…

İşte, senin ömrün de tıpkı böyle başlar, geçer ve biter. Topraktan kalkar, toprağa düşersin.

Olgun bir yaşa kadar yükselir, sonra inişe geçersin. Çocuklaşır, bebekleşir, sonunda toprak olursun…

Fakat sen bir taş değilsin, taş yeşermez, sen yeşerirsin.

Bir başka iklimde, dingin bir dünyanın sonsuzluk bahçesinde can ve ten kazanırsın.

Orada ne yükselme vardır ne de düşme.

—-

Kişisel siteme ulaşmak için:

http://halukcangokce.com e-mail adresini kullanın…

Çeşitli Makale ve Yazılarım için:

http://www.turklider.org/TR/DesktopDefault.aspx?tabid=1583 da ” Haluk Cangökçe Gözüyle”

 

 

Araç çubuğuna atla