TOSUNLAR !….

Çarşamba, Mayıs, 2012
658
Ana Sayfa ·Bana Göre ·TOSUNLAR !….

“TOSUNLAR !”…

Bunlar bir avuç insandırlar aslında. 

Ama her şeyi onlar bilir. Vatanı yanlız onlar sever!.. Vatanı sevme tekelini ellerindedir!…

Onların aklına yatmayan bir şey doğru olamaz. Bunu kim savunursa savunsun, ona saldırırlar..

 Onların kabul etmediği bir şey gerçek olamaz. Çağdışıdır ve bu tür şeylerin konuşulması bile sözkonusu edilemez. Bu tür konular, onlara göre “hurafe”dir..

Bu Tosunlar;  Bir gün derin siyasetçisi olarak… Bir gün profesörü, bir gün aktristi.. Bir gün senaristi olarak!… Bir gün devletin derin bürokratı olarak karşımıza çıkar…

Hele iktidar ne derse desin, “vurun abalıya” mantığı ile hareket edenler bugünkü sorunların devamında en büyük sorumluluk sahipleridir. Kendileri dışında hiçbir politik tutuma veya dünya görüşüne saygı duymazlar. Kibirlerinden dolayı kendileri dışındakilere kör kütük sağırdırlar…

Böyle gelmiş, böyle gitsin isterler… Düzenlerine çomak sokulduğda, feveran ederler…

Devlet içinde devletdirler!. O kadar ki, işlerine gelmeyen hiçbir sese dönüp bakmazlar…

Bu “Tosunlar” merhum Cem Karaca’nın dediği gibi, “yarım porsiyon aydın”dırlar, “ahlâksız”dırlar, “edepsiz”dirler!.. “Bunlar; barlarda, barların önlerinde, bir ellerinde viski, bir elleri çenelerinde, kaşları hafif yukarda bilgiç bakışlarla hiçbir şey üretmeden sadece hakaret ederler…

Tiyatrodan sadece bunlar anlar, sinemadan, müzikten, heykel, resim, edebiyattan sadece bunlar anlar, bunlar milleti beğenmez, milletin alın terini beğenmez, milletin kültürünü, tercihini beğenmezler. Sürekli Sultan Abdülhamit’i lanetlerler. Memleketteki sansür ve sürgün uygulamalarını sadece sultan Abdülhamit dönemiyle sınırlı tutarlar ve bir İsmet Paşa mamulatı olan “Takrir-i Sükûn”a, İstiklal Mahkemesi uygulamalarına, “Tedbirler Kanunu”na, her darbe sonrasının rutini haleni gelen “sıkıyönetim yasaklarına” dönüp bakmazlar bile…

Darbecilerin avukatlığını yaparlar…

“Biz herkese hakaret edelim. Halkın büyük çoğunluğunun saygı gösterdiği tarihi şahsiyetleri/din adamlarını biz tahkir edelim. Onları farklı şekilde tasvir edelim.. Bunu yaparken, hortumlanan bankalardan aktarılan milyonlarca liralık bütçeleri kullanalım. Ama kimse bize, iki çift laf edemesin. Edenleri hemen yargısız infaza tabi tutalım. Hatta mütedeyyin insanları tahkir etmek için, dini değerleri bile istismar edelim!”  derler.. Kendilerini “akıllı”, halkı “aptal” bulurlar! Ve kendilerini toplumun efendisi sayarlar!…

Oysa kendini akıllı, başkalarını aptal zannetmek, en büyük aptallıktır! En basit sosyal meseleleri bile doğru yorumlamaktan ve en basit dini hükümleri bile idrak edebilmekten aciz oldukları halde dine yöneltilen her eleştiri ve saldırıya  hemen alkış tutup şapka çıkarmakta ve böylece ne kadar aydın olduklarını göstermeye çalışmaktadırlar..

Tosunların mantığında din yoktur; varsa da bir kötülük, gericilik, yobazlık nesnesidir. Dindar profiller, yalanın, ikiyüzlülüğün, geri kalmışlığın sembolleridir. Şeytanla dost olunca aydın, ilerici, çağdaş; Allah’la dost olunca dinci, gerici, yobaz olursun bu tosunların gözünde. Nazarlarında halkın ekseriyeti “Örümcek kafalı”  “Mürteci” “Gerici”dir. Kendileri ise “ilerici”…

 Oysa hiçbir ileri adımları yoktur. Aziz Nesin halk ekseriyetine “aptal” derken, ya da ötekiler “Göbeğini kaşıyan adam”, “Cahil”, “Kıllı ayılar”Bidon kafalı” diyerek aşağılarken, ideolojilerinden hareket ederler…

“Benim gibi düşünmeyen aptaldır” demeye getirler!..

Onların nazarında halk kitap okumaz, gazete almaz, sinemaya, tiyatroya, baleye, operaya gitmez!…

AK Parti’nin “başımıza gelmiş en kötü şey” olduğuna inanırlar… AK Parti iktidarıyla birlikte Türkiye’de bir “Araplaşma” temayülü oluştuğunu ve bu sinsi tehlikeye karşı topyekûn seferberlik başlatmamız gerektiğini öğütlerler…

Bunlar için“Halkın iradesi önemli değildir; darbeler gereklidir; darbeleri destekliyorum” şeklinde açıklamalar yaparlar… Halktan değil ordudan medet umarlar..

Bilmezler, bilmediklerini de bilmezler, öğrenmezler, öğretene küfür edip kızarlar… Duydukları düşmanlık gözlerini de vicdanlarını karartmıştır…

Ne denildiğine değil, kimin dediğine bakalar ve sen ne dersen de kendi bildiklerini okurlar. Her lafı”kendi anlamak istedikleri gibi” anlarlar. Çünkü önyargıları hazırdır. Öyle kalsa iyi, hemen saldırıya geçerler. Bol bol terminoloji konuşurlar…

Bol bol jargon patlatırlar… Ne işçiler anlar dediklerini, ne de çıkarlarını savundukları halk.. Kısacası, bunlar toplumu kendileri gibi düşünmeye, inanmaya, kendileri gibi olmaya zorlamak için vardırlar.

“Eski köye yeni adet getirme” endişesi var ya! Mümkün olan tek gerçek onların sözü olunca, ona aykırı ne söylerseniz söyleyin, bu tosunlar “tu-kaka” diyecektir.

Türkiye bu zihniyetin elinden kurtulmadan kurtulmak zor.

 

Haluk Cangökçe….16 Mayıs 2012

***

Eğer söylenecek sözünüz varsa ekleyin..

Eğer söylenecek sözünüz yoksa sözleri okuyun..

Okumaya da zamanım yok diyorsanız..

 O zaman PAYLAŞ ın birileri mutlaka okur…HALUK CANGÖKÇE

***

Kişisel siteme ulaşmak için: http://halukcangokce.com e-mail adresini kullanın…

Çeşitli Makale ve Yazılarım için: http://www.turklider.org/TR/DesktopDefault.aspx?tabid=1583 da ” Haluk Cangökçe Gözüyle”

 

 

 

Araç çubuğuna atla