OSMANLI SULTANLARI’NIN ANNELERİ VE EŞLERİNİN DİNİ İNANIŞLARI… Osmanlı Devleti’ni, yaşadığı çağın ötesine taşıyıp tarih içinde yıldızlaştıran şey, “öteki”ne (öteki dinlere, dillere, ırklara, kıyafetlere ve tüm farklılıklara) karşı gösterdiği toleranstır. Bu anlayış sayesinde, Osmanlı Devleti, oldukça uzun sayılabilecek bir süre zirvede kalabilmiş, dünyanın cazibe merkezi olabilmiştir. Bu kimliğinden uzaklaşmaya başladığında ise, çöküş süreci başlamıştır. Buna tarih […]

BEŞİKTAŞ’LI OLMAMIN SEBEPLERİİ!… Ben çocukken mahallemizdeki abilerimiz “Delikanlı adam renkli takım tutmaz” derdi .. Belki de ondandır Beşiktaş’ı tutmamın nedeni…. Asaleti ve masumiyeti simgeleyen renklerdir SİYAH VE BEYAZ…   Bilinen bir hikayedir.. Çocuğun amcası gelir Fenerli olursan bisiklet alacağım der… Çocuk saf saf Feneybahçe Feneybahçe der… Amcası bisiklet almaz… Sonra çocuğun dayısı bırak Feneri cimbomlu […]

BALKAN HARBİNİ NASIL KAYBETTİK?.. Balkan Savaşları’nın üzerinden yüz yıl geçmesine rağmen Osmanlı’nın bu savaşları neden kaybettiği hala tartışılır. Balkan harbinin üzerinden yüz yıla yakın bir zaman geçti ancak toplumsal şuurda yarattığı ağır kırılmadan dolayı, hiç unutulmadı. Tarihin tozlu sayfalarına terk edilemedi. Öyle ki sonuçları bakımından, Balkan coğrafyasında yüzyılların sonu oldu. Osmanlı Devlet’i, Balkan Harbinin sonunda […]

BİR GÜN BABAMIZIN RESMİ DE ÖLÜR!… Çoğumuz, babamız henüz hayattayken onun yüzüne bir kere bile dikkatle bakmayız. Baba, “baba” demeye başladığımız günden itibaren sürekli karşımızda duran bir alışkanlıktır. Yıllarca babamızdan değil, bir alışkanlıktan bahsederiz: Annemize, “babam bugün niçin gecikti?” diye sorarız; kardeşimize, “babam yine su istiyor,” der ve dertleniriz; bazen de,”babama hangi yalanı uydursam,” diye […]

BİR MUMUN HAYAT HİKAYESİ!…  Önce bir teneke de idim adım parafindi… Sonra uzunca bir süre bir depoda diğer parafinler ile beklemede kaldım, Sonra bir hareketlilik oldu ,  Teneke bir arabaya yerleştirildi , yanımda benim gibi onlarca teneke vardı,  İşyerine geldim burada tenekemin kapağı açıldı ,  Etraf ne kadar güzel , Mis gibi kokuyor her yer […]

ÖMRÜMÜZ…  Tüketmek için bunca acele ettiğiniz ömrümüz takvim yapraklarına onca hızla çevirdiğiniz akreplere yelkovanlara, içine gönüllü daldığınız o insafsız rutin çarkına şöyle bir uzaktan baktığınızda ne hissediyorsunuz?  “Ne kadarı benim hayatım” diye soruyor musunuz? Ne Kadarını başkaları yaşamış benim yerime…. Ya da ben başkalarının?..  “Aynadakinin ne kadarı ben’im, ne kadarı oynadıklarım? Sevgiyi koydum kum saatinin […]

 27 Ekim 2011 Perşembe AĞUSTOS BÖCEĞİ İLE KARINCA… ÇİN VERSİYONU….. Karınca bütün yaz çalışır evini, yiyeceklerini hazır eder. Ağustos böceği de yan gelir yatar ve karıncayla alay eder, vur patlasın çal oynasın yazı geçirir. Ve kış gelir… Karınca sıcacık yuvasında karnı tok bir şekilde kışı geçirirken, Ağustos böceği açlık ve soğuktan iki gün sonra ölür. […]

BAYRAMLAR!… Zenginlerin tatili, fakirlerin bayramı. Her bayram, yıllar önce insanlar ne çok can verirdi bayram trafiğinde, çok şükür bu bayramda tek bir kişinin burnu kanamadan bayramı bayram yaptık diye başlayan haberleri hasretle bekliyorum. Henüz o kıvama gelemedik. Kalbimizin darlığı yollarımızın genişliği ile doğru orantılı değil maalesef. Hiçbir yere sığamayan insanlar yüzünden her yer bize dar. […]

SAATLER NİÇİN İLERİ GERİ ALINIR ?… Birinci Dünya Savaşı süresince birçok ülke saatlerini yılın belli aylarında yeniden ayarlamaya başladı. Bunun amacı günün aydınlık saatlerini, insanların uyanık oldukları zamana uydurmak, dolayısıyla evlerde ve sokaklarda yanan lambalar için gerekli enerjiden tasarruf sağlamaktı. Bugün de aynı uygulamaya devam edilmekte, Nisan ayının ilk pazar gününde saatler bir saat ileri, […]

BİR GÜN DE, KİTAP OKUDUM DESELER DİŞİMİ KIRACAĞIM !… Benim öteden beri “bilmek” ve “anlamak” konusunda derin endişelerim var… “Bilgi” bahsinde o kadar gerilerdeyiz ki, bazılarımızın hayatı, hayatın farkına varamadan bitiriyor! Kendimizi eğitip hayatı algılar hale gelelim dediğim zaman ise, vakitsizlikten, parasızlıktan şikâyetler başlıyor. İş tümüyle “duyumlar”a kalıyor… “Duydum”dan, “işittim”den, “söyledi”den geçilmiyor! “Duyumlar” hemen her […]

FACEBOOK’TA YAŞAYAN ACILARIN KADINLARI… Kronik ergenlik hastalığına yakalanmış bayanlar topluluğudur. Sürekli aşkta kaybedişleriyle ilgili özlü sözler yazarak ya da ordan burdan bulup buluşturup paylaşarak birilerine ayar verirler. Mevlana’dan özlü sözler, altın üçgen uzaktan uyumlama eğitiminden inciler.. “Badenur’cuğum bu akşam yine süper paylaşımlar yapıyorsun”, “Öpüyorum canım”, “İzninle alıyorum bitanem”ci kadınlardır bunlar. Emre Aydın şarkılarını ve sözde […]

FACEBOOK DÜNYASINDA Kİ “BİZ” LER!… Kimimiz kuzu postluna bürünmüş, tam bir kurt, Kimimiz her şeye karşı, yorumlarıyla dünyayı kurtarır, Kimimiz tam bir Atatürkçü, her daim vatan kurtarır.. Kimimiz s…r çeker, kimimizle restleşir, Kimimiz bir küsüp, bir barışır… Kimimiz kimimize kızıp!, arkadaş listesinden çıkarır.. Kimimiz sadece kes yapıştırıcı veya paylaşımcı, Kimimiz, hiç bir güzelliği paylaşmaz, yazdıkları […]

“HAYIRLI CUMALAR” SÖZÜNDEN RAHATSIZ OLMAK!… Epey zamandır sosyal iletişim ağı Facebook’ta hoşuma giden bir şey yapılıyor.. Anlamlı veya özel günlerde, tanıyan tanımayan herkes birbirine iyi dileklerde bulunuyor.. Özellikle Cuma günleri her bir profilden, “Hayırlı Cumalar” temennilerinin yükselmesi ve o temenni iletisinin altına iliştirilen yorumlar müthiş bir insani bağ oluşturuyor.. Böylesine masum, böylesine temiz bir paylaşımdan […]

BUGÜN HAYAT ÇOK GÜZEL!…. Hayata hiç isyan etmeyin. Öncelikle şunu kabul edin, hayat adil değil. Hiçbirimiz, hiçbir canlı eşit yaratılmadı. Başımıza gelenler de eşit değil. Önce hayatın adil olmadığını kabul etmelisiniz.  “Guguk Kuşu” filminde Jack Nichoson akıl hastanesinde; çok ağır bir mermer  havuzu kaldırabileceğine dair diğer hastalarla iddiaya girer.  Yüklenir ve  havuzu kaldırmaya çalışır, kaldıramaz. […]

AH ŞU MÜSLÜMANLAR!… “Müslümanlık henüz kendi rönesansını ve reformunu yaşamadı.” “O yüzden Müslümanlar tahammülsüz, kolay cinayet işliyor, kızgınlığını hemen birilerini öldürerek gösterme, palayla kafa kesme, intikam alma gibi işler yapıyorlar…” Oysa Hristiyanlar… Onlar reformlarını, rönesanslarını yaptılar. Tahammülsüz değiller, kolay cinayet işlemiyorlar, kızgınlıklarını hemen birilerini öldürerek göstermiyorlar, palayla kafa kesmiyor, intikam alma gibi işler yapmıyorlar…” diye […]

ESKİDEN BÖYLEYDİ ” Çember çevrilir, su musluktan içilir, ağaçlara tırmanılırdı… Bebekler bezden, silahlar tahtadan, resimler kömür karasından yapılırdı… Kızlara ninelerinin, erkeklere dedelerinin isimleri konulur, saatli maarif okunurdu .. Komşuda pişen bize, bizde pişen komşuya düşerdi .. Geceler ayaz, sokaklar karanlık, yıldızlar parlak olurdu… Turşu, salça, mantı evde yapılır, karpuz kuyuda soğutulurdu…

DENİZ KIZLARI…(Oscar Wilde’ın hikayesi)…. Adamın biri, her mehtaplı gecede alır başını deniz kıyısına gidermiş. Dönüşünde sorarlarmış: “Ne gördün?” “Dünya güzeli deniz kızları gördüm, altın saçlarını gümüş taraklarla tarıyorlardı”, dermiş hep. Bir gece yine tek başına deniz kıyısına vardığında, gerçekten dünya güzeli deniz kızları görmüş, altın saçlarını gümüş taraklarla tarıyorlarmış. Döndüğünde yine sormuşlar: “Ne gördün?” “Hiç” […]

BUNLARI BİLİYORMUSUNUZ ?… *Sarıkamış’ta tek kurşun sıkmadan donarak ölenlerin sayısının 109 bin 274 kişi olduğunu… * İsmet İnönü’nün 12 yıllık Cumhurbaşkanlığı döneminde “Nutuk” un bir tek defa bile basılmadığını… *“Dağ Başını Duman Almış” marşının Cumhuriyet’le hele de 19 Mayıs’la hiçbir ilgisinin olmadığını; Bu marşın notalarının Selim Sırrı Tarcan ‘ın İsveç’ten  getirdiğini, asıl adı “Tre Trallande […]

“KORKU” ÜZERİNE SHAKESPEARE’DEN BİR HİKAYE… Korkusundan devamlı endişe içinde yaşayan bir fare vardır. Büyücünün biri fareye acır ve onu bir kediye dönüştürür. Fare, kedi olmaktan son derece mutlu olacağı yerde bu kez de köpekten korkmaya başlar. Büyücü bu kez onu bir kaplana dönüştürür. Kaplan olan fare, sevineceği yerde avcıdan korkmaya başlar. Büyücü bakar ki, ne […]

NEYMİŞ, AK PARTİ İKTİDAR OLDUĞU DÖNEMDE ÇOK ŞEHİT VERMİŞİZ!… NEYMİŞ, TAYYİP ERDOĞAN ŞEHİTLERİN KANINDA BOĞULACAKMIŞ!… Bu tezi savunanlara ve AKP ve Tayyip Erdoğana insafsızca saldıranlara birkaç sorum olacak.. * Ekim 2007’de Hakkari-Yüksekova’daki Dağlıca karakolunda, PKK baskınının düzenleneceğine dair istihbaratı, günler önce ilgili tüm birimlerine bildirildiği halde, önlem almayarak, 13 askerini şehit veren, “Hangi Ülke Genel […]

Araç çubuğuna atla