TÜRKÇEYİ KOLAYLAŞTIRIYORLARMIŞ!… 1930’larda Türkçe dünyânın en zengin ve âhengli dillerinden biriydi. Ama o “eski” kelimelerin atılmasıyla bugün artık üçyüz kelimelik bir mahalle arası lehçesine tahavvül etmişdir. 300 kelimeyle de ne edebiyât olur ne bilim ne felsefe … Öztürkçe denilen maskaralık benliğinden firâr edenlerin hezeyânıdır! Bakınız; alenî, bâriz, âşikâr, ayan, bedîhî, vâzıh, sarih, müstehcen, münhâl, üryan, […]

LAİKLİK ELDEN GİDİYOR DU !… 19 Eylül 2003’te, bir kısım öğretim üyesi ve rektör, gizlice Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur’un makamına gitti. Onlar, “gizli” sanıyorlardı ama meğer Jandarma Genel Komutanlığı’nda bütün görüşmelerin notları tutulmuş, Eruygur, darbe teşebbüsüyle suçlanınca, bu notlar da ele geçti. Orada, rektörler, (Şimdi birkaçı Ergenekon sanığı) “Laiklik elden gidiyor; Kubilay olmaya hazırız” […]

DUT YEMİŞ BÜLBÜLLER!… Şu sıralar Kandil dağı dumanlı! Mehmetçikler yürüyüş türküsünü şöyle değiştirmiş: Kandil dağı dumandır Yaylalar yaylalar! “Kandil’in dumanı, yoktur PKK’nın imanı!” Kandil’i duman alınca, Pekeke uzantıları da sis içinde kaldılar. Mevsimsiz dut yediler, ağızlarını bıçak açmıyor. Sırrı, Hasip, Emine ve diğerleri, altı ay önce, “çok kötü şeyler olacak” makamında nakaratlanıyorlardı.

Biz, birilerinin işine geldiği biçimde yazılmış bir tarihi okuyarak büyüdük. Kimilerine alkış tutup kimilerini lanetledik. Kısacası aldatılmış, tufaya getirilmiş bir kuşağız bizler…. Ama günümüz ve gelecek kuşaklar gerçekleri öğrenmek zorunda, eğer birlikte, barış içinde yaşamak istiyorsak tabi…H:C. ——————————————————————— BÜTÜNÜYLE HESAP SORMAK… SON bir asırlık tarihimizde çok büyük zulümler olmuştur. Halka, vatana, devlete büyük hıyanetler edilmiştir. […]

İSTİKLAL MAHKEMELERİ VE İSTİKLAL SAVAŞI KAHRAMANLARININ AKİBETLERİ… Bizzat İstiklâl Mahkemeleri üyelerinin anılarından ve resmî belgelerden öğrendiğimize göre, İstiklâl Mahkemeleri devleti temsil eden isimlerle doğrudan temas halinde çalışıyordu. Bu mahkemeler yönetime teslim olmayan, övgü yağdırmayan herkesi ya bizatihi “düşman”, ya da “potansiyel düşman” olarak görüyordu. Farklı inanmak, farklı düşünmek, farklı yaşamak isteyen herkese bir “kulp” takılıyor, […]

RIDVAN DİLMEN…. Rıdvan Dilmen, vetoya çok sert tepki göstermiş. Sırasıyla parlamentoya, Cumhurbaşkanı’na, kamuoyuna saydırmış… Cumhurbaşkanı Gül’e mektup yazarak “Bu yasayı onaylamayın” diyen Şamil Tayyar’a da ağır ifadelerle dalmış, hedef göstermiş.. Rıdvan Dilmen’i seviyoruz, yorumlarını beğeniyoruz, belagatine hasta oluyoruz ama Aziz Yıldırım sevgisini anlamakta güçlük çekiyoruz. Kendince “mağdur” ilan ettiği başkanını sahiplenebilir, Kulüpler Birliği’nin önerisiyle çıkan […]

DEMİREL.. 1993’te Cumhurbaşkanı olana dek Demirel, Adnan Mendereslerle, Turgut Özallarla birlikte anılıyordu: “Milli iradenin” büyük temsilcisi… Sağ siyasetin has evladı… Ancak Cumhurbaşkanı olduktan sonra Demirel milli iradeye ihanet etti. Vesayetçi askerlerin safına geçti. 28 Şubat (1997) darbe sürecini bizzat yönetti… Bunun bir siyasi sürçme olmadığını bugün artık net biçimde biliyoruz: Döndürdüğü diğer dolaplar caba…

HAKSIZ KANUN ÇIKARILAMAZ!… Fenerbahçe’yi, özellikle de Başkan “Aziz Yıldırım’ı kurtarma kanunu” beni eski devirlere götürdü… Eskiden de arada bir böyle haksızlıklar olur, ama hocaların uyarısıyla derhal o yoldan dönülürdü. “İbret-i âlem için” birini paylaşmak istiyorum. Bir gün Kanuni’nin süt kardeşi Şeyh Yahya Efendi (Beşiktaşî) tekkesine gitmektedir… Nereden çıktığı belli olmayan bir papaz, atının yularına yapışıp […]

“KOMİNİST” ZEKERİYA SERTEL’İN  ANILARINDAKİ ZULÜM ÇEMBERİ… Gülhane Parkı’nda eşi ve çocuğuyla piknik yapan Zekeriya Sertel’in karşısına bir polis dikiliyor ve emniyete götürülüyor. Eşi Sabiha Hanım’la birlikte çıkardığı “Resimli Ay” Dergisi’nde yayınladığı yazılar sebebiyle o da “itaatsızlar” safında sayılmış ve defteri dürülmek üzere gözaltına alınmıştır. Sertel ailesinin Gülhane’de yaptığı piknik yarım kaldı. Zekeriya Bey’i alıp Ankara’ya […]

NOT DEFTERİMDEN ŞEÇMELER… Derler ya, “Hayat en iyi öğretmendir, zaman en iyi müfessirdir” diye, öyledir… İnsan hayat boyu bir şeyler öğrenir. Buna “tecrübe” diyorlar… Fakat zaman içinde öğrendiklerinin çoğunluğunu unuttuğu, ya da doğru analiz edemediği için sık sık hatalarını tekrarlar. Unutmamanın yolu not tutmaktan geçer. Şahsen ben öyle yapıyorum. Hafızama fazla güvenmediğim için önemli deneyimlerimi […]

BİRAZ PAYLAŞIMCI OL YAHU!… Aç mısın, sefil misin, fakir misin, miskin misin, yoksul musun, gelirin haysiyetli bir hayat sürmeye yetmiyor mu, doymuyor musun, iyi ısınmıyor musun, sıkıntılar içinde misin? Çok kötümser, çok karamsar, çok ümitsiz olma… Bak iyi şeyler de var. Onlara bak, onlar seni sevindirsin, açlığını doyurmasa da gönlünü doyursun, dıştan ısıtmasa da içten […]

CHP’NİN VUKUATLARI SORGULANIYOR!… Yıllardır kurdukları ve korudukları sistem sallanmaya başladı. Dokunulmazlar, tabular oluşturulmuş ve onların etrafına kalın zırhlar örmüşlerdi. Küçük çocukların kafası, daha 5-6 yaşlarındayken uydurulmuş tarihi bilgilerle dolduruluyor, sistem kendi doğrularını her yerde herkese dayatıyordu. Koruma kanunları adı altında düzenlemeler yapılıyor, birçok insan bu gerekçe ile eziyete uğratılıyordu. Ama şimdi Dersim üzerinden çok şeyler […]

GEÇMİŞİ BİLMEK!… Herkes geçmişini bilmek ve onunla yüzleşmek ister. O yüzden, Başbakan Erdoğan’a “Durup dururken eski defterleri niye açtın” eleştirisinde bulunanlar büyük bir hata yapmaktadır. Bireyler gibi, toplumlar da geçmişlerini öğrenme hakkını bilmek, karşı karşıya kaldıkları zorlukların hikayesini öğrenmek durumundadır. Bir isyan üzerinden bir kentin yerlebir edilmesi, insanları mağaralarda imha edilmesi gerçekse bunu bilmek sadece […]

ALTERNATİF TARİH YARATMAK!… Bazıları! birilerini koruma adına gerçekleri çarpıtıp, alternetif tarih yaratıyorlar.. Bu alternatif tarihin temelinde Atatürk’ü bu işten temiz çıkarmak var. Son dönemde yapılan tarih çalışmaları ve politik havanın değişmesiyle ikna ediciliği azalsa da özellikle bir kuşak şuna inandırıldı: Atatürk’ün Dersim’de olan bitenden haberi yoktu. Zaten çok hastaydı, ona sormadan yaptılar. Seyit Rıza’yı da […]

DERSİMİ YAPAN ANLAYIŞ HER ŞEYİ YAPAR!… Dersim’de gerçekleşen açıkça bir insanlık suçudur. Çünkü ortada propagandası yapıldığı gibi büyük bir isyan yoktur. İsyan, katliamı kılıfına uydurmak için yaratılmış bir yalandır. Bugün bile CHP’nin sahip çıktığı, okullarda okutulmaya devam eden bir yalan. Devletiniz sizi hem öldürdü, hem de yalanlarla büyüttü. Bugün çok kızdığımız Beşar Esad’ın Suriye’de yaptıkları […]

“KOCA KOCA ADAMLAR MI KAÇACAK?”… Biliyorsunuz, “Ergenekon sanıkları”nın “tahliye” talepleri, şu iki sebeple reddediliyor: “Yurt dışına kaçabilirler!.. Dışarı çıkınca delilleri karartabilirler!” Sanıkların avukatları da; “Koca koca adamlar mı kaçacak?.. Bu ne komik bir gerekçedir?” diyorlardı!.. Ancak, “Mustafa Bakıcı olayı” göstermiştir ki; bu koca koca adamlar önce “GATA”ya giderler, sonra da “attaa”ya!.. Gerek avukatlar, gerek “Ergenekon […]

HADİ SÖYLEYİN ŞİMDİ YERLERİNİ YURTLARINI!… Tümgeneral Mustafa Bakıcı firar etti ya.. Ergenekon sempatizanı medyanın bu durumu nasıl açıklayacağını çok merak ettim… Ama hala tık yok… Ergenekon, Balyoz ve Andıç Davaları’na karşı savaş açan o cengaverlerin sesi soluğu çıkmıyor… Zamanında az kafa ütülememişlerdi!… Davaları değersizleştirmek, kafaları bulandırmak için can havliyle mücadele ettiler… Ve bu mücadeleyi en […]

“ŞİKE” ÜZERİNDE İDEOLOJİK BİR GEZİNTİ!… Meclis’teki partiler ortak bir karar almışlar. Kanun yapacaklar ve şike cezasını düşürecekler. Kolay gelsin deriz ve tanrıları tuttuklarını altın eylesin… Futbol, meslek halini alışını müteakip spor olmaktan çıktı… Şimdi futbol, ustası ender bulunur bol kazançlı bir meslek… Madrabazlığın pabucunu dama attıracak yoğunluktaki ahlâk krizinin bu sektöre sirayetini önlemek isteyen kanun […]

CAHİL TOSUN!, BU KADAR ÖFKEYİ NASIL, NEREDE VE NE ZAMAN BİRİKTİRDİN?… Sultan Abdülmecid’le, halife Abdülmecid’i ayırd edemeyen “Yaşı kâmil, aklı zail, bakışı cahil; Skolastik, dogmatik, jakoben, militer, pozitivist zihniyetin temsilcisi cahil Tosun” kitap okumasını sevmiyorsan, Google’den “Sultan Abdülmecid”  ve “Halife Abdülmecid”i tıkla da gerçekleri öğren!… Bazıları, “hata”ları ortaya konulmasına rağmen; “Özür dilerim, bir yanlışlık oldu” […]

OSMANLI KADAR TEPENİZE TAŞ DÜŞSÜN!… Bazı tosunlar genellikle İslâmiyeti de Osmanlılığı da küçük düşürmeye gayret etmekden marazî bir zevk alırlar ve işte tam bu yüzden bizzat küçük düşdüklerini fark etmezler. Efendim, Sultan Vahîdeddîn Kasımın bilmem kaçında İstanbul’dan kaçmış, bu sempozyumcular ise toplantıyı işte tam o güne koyarak gizlice Osmanlıya hayranlıklarını ve monarşiyi geri getirme hayallerini […]

Araç çubuğuna atla